Ana sayfa » Yasin Suresi Duası
Yasin Duası: Yasin Suresi okunduktan sonra bağışlamak için okunan duadır. Yasin Suresi Bağışlama duası olarak da bilinir. Yasin Duasını Arapça, Latin harfleriyle Türkçe yüzünden veya Türkçe Meali ile okuyabilirsiniz. Allah, okuduğunuz Yasinleri ve tüm ibadetlerinizi kabul etsin. Okumak için sayfayı aşağı kaydırın.
Bismillahirrahmanirrahim
Allahümme rabbena ya rabbena tekabbel minna duaena vekdi hacetena bihurmeti sureti yasin ve ecirna minennari vemin azabil kabri ve min şerri sualin bi fadli sureti yasin yarabbel alemiyne veselemun alel mürseliyne velhamdülillahi rabbil alemin.
Esirgeyen ve Bağışlayan Allah’ın Adıyla
Yasin suresinin hurmetine dualarımızı kabul ve ihtiyaçlarımızı eda buyur. Ey Rabbil Alemin! Yasin suresinin faziletine bizi ateşten, kabir azabından ve sualin şerrinden koru. Ve peygamberlere selam olsun. Hamd Alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
EL FATİHA
Sitemizin yayın hayatına devam edebilmesi için sitemizi paylaşarak bize destek olmak ister misin?
TwetleFacebook'ta PaylaşWhatsappPinterestRedditTumblrLinkedinAdı iki harften oluşan ilk âyetinden alınmıştır. Hz. Peygamber tarafından bu isimle anılmıştır ve Buhârî ve Tirmizî'nin hadis kitaplarında da bu isim kullanılmıştır. Sûre, Kur'an'ın kalbi olarak nitelendirilen bir hadise dayanarak "kalbü'l-Kur'ân" olarak da adlandırılmıştır ancak bu yaygınlık kazanamamıştır. Sûrenin Mekke döneminin ortalarında nâzil olduğu kabul edilmektedir. İnsanların yaptıkları işlerin ve bıraktıkları izlerin kayda geçirildiğini bildiren 12. âyetin yorumu meyanında rivayet edilen bir hadis dolayısıyla bu âyetin Medine'de indiği söylenmiştir ancak bu kanaat benimsenmemiştir. Sûre seksen üç âyetten oluşmaktadır ve fâsılası "م، ن" harfleridir.
Yâsîn sûresinde İslâm akaidinin üç temel konusu (tevhid, nübüvvet ve âhiret) tabiatın mükemmel kuruluşundan ve işleyişinden delillerle anlatılır. Bu arada geçmiş kavimlerden ibret alınacak örnekler verilir. Sûre dört bölümden oluşur ve birinci bölümünde ana konu Hz. Peygamber'in nübüvveti ve Kur'an'ın vahiy ürünü olduğunun ispatıdır. Sûrenin ilk âyetinde "yâsîn" adı geçer ve bu muhtemelen Hz. Muhammed'e bir hitaptır. Daha sonra Kur'an'a yemin edilerek Muhammed'in Allah'ın peygamberleri arasında bulunduğu ve Kur'an'ın da gafletten kurtulamayan insanları uyarmak amacıyla indirildiği ifade edilir. Ancak inanmayanların uyarılara rağmen iman etmeyecekleri belirtilir ve insanların yaptıklarının bir kaydedildiği bildirilir (âyet 1-12).
Sûrenin ikinci bölümü, Hak dinin tebliğcilerine gönderildikleri bir yerleşim yerinin halkının hikâyesini anlatır. Bu yerleşim yerine önce iki tebliğci gönderilmiş, daha sonra onları desteklemek için bir üçüncüsü gönderilmiştir. Ancak halk elçilere yalancı demiş ve onların uğursuzluk getirdiğini ileri sürmüştür. Elçiler tebliğden vazgeçmezlerse işkenceyle öldürüleceklerini söylemişlerdir. Bu sırada şehrin uzak bir yerinden gelen bir kişi halkı iman etmeye teşvik ederken kendisi de iman etmiştir. Ancak inkârcılar tarafından öldürülmüştür ve sonunda o yerleşim yerinin halkı korkunç bir sesle helâk edilmiştir (âyet 13-32).
Müfessirler, bu kıssada anlatılan şehrin Antakya, elçilerin havâriler, halkın Romalılar ve uzaktan gelen kişinin de Habîb en-Neccâr olabileceğini kaydetmişlerdir. Ancak bu açıklamalar Hıristiyanlığın yayılışı ve Antakya'nın tarihi açısından doğru görülmemiştir. Kur'an'daki diğer kıssalar gibi bu kıssada da mekân ve insanların kimliği bilinmemektedir. Bu kıssanın amacı tarihî bilgi vermek değil, kıssadan ders çıkarmayı sağlamaktır.
Sûrenin üçüncü bölümünde, insanların yaşadığı yeryüzünün besleyici özelliklerine, gece ve gündüz, güneş ve ay arasındaki düzen ve âhenk, yeryüzündeki bitkiler ve canlılar, insanlar ve bunların bilmediği diğer canlıların tozlaşma ve döllenme süreçlerine, gemilerin denizde batmamasına değinilerek Allah'ın birliği ve yüceliğine dikkat çekilir. Ancak bütün bu deliller ve işaretler rağmen inkârcıların dinî gerçekleri reddettiği ifade edilir (âyet 33-47).
Yâsîn sûresinin dördüncü bölümü âhiretin varlığı ve âhiret âleminin tasvirine yöneliktir. Kıyametin ansızın kopacağı bildirildikten sonra vukuu hakkında kısaca bilgi verilir. Daha sonra cennetin tasviri yapılır ve cehennemliklerin durumu anlatılır. Ayrıca inkârcıların iddia ettiği gibi Kur'an'ın bir şair sözü olmadığı, vahiy ürünü olduğu zikredilir. Dünya hayatında insana verilen nimetlerden bazıları sayılır, ancak inkârcıların bunlara rağmen hiçbir fayda sağlamayan putlara tapındıkları belirtilir. Sûrenin son âyetlerinde insanın spermden meydana geldiği hatırlatılarak "Çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diye soran inkârcıya "İlk defa yaratmış olan diriltecek" şeklinde cevap verilir. Bu cevap, "Sizin için yeşil ağaçtan ateş çıkaran Allah ölüleri yeniden yaratmaya kâdir değil mi?" ifadesiyle desteklenir. Sûre, İslâm'ın tevhid ve âhiret inancına bir kez daha vurgu yaparak sona erer (âyet 48-83).
Yâsîn sûresi, Hz. Peygamber'e İncil yerine verildiğine dair hadisin sahih olduğu kabul edilmiştir. Bu sûre hakkında birçok hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan biri "Yâsîn sûresini geceleri okuyan kimsenin günahları bağışlanır" şeklindedir ve sahih sayılmıştır. Yâsîn sûresinin ölüler için veya ölmek üzere olanların yanında okunmasını tavsiye eden diğer rivayetler ise zayıf sayılmıştır. Bazı tefsir kitaplarında isnadsız fazilet rivayetleri de bulunmaktadır.
Yâsîn sûresinin tefsiri konusunda yapılan çalışmalardan bazıları aşağıdaki gibidir: