Yasin Suresi

Ana sayfa » Yasin Suresi Önemi

Yasin Suresi Önemi


Yasin Suresi Önemi hakkındaki bazı rivayetler ve hadisler şöyledir;

Yasin-i Şerif müslümanların en çok okuduğu surelerden biridir.

Yasin -i Şerif’in Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) için önemi çok büyüktür. Peygamberimiz Hz. Muhammed, Yasin Suresinin önemi hakkında birçok hadis buyurmuştur.

Sevgili peygamberimiz, Yasin Suresine Kuran-ı Kerim’in kalbi demiş ve şöyle buyurmuştur : “Her şeyin bir kalbi vardır. Kur’anın kalbi de Yasindir. Kim Yasin’i okursa, Cenab-ı Hak ona Kur’anı on kere hatmetmiş sevabı verir”.

Yasin Suresi insanoğlu için manevi anlamda kurtarma simidi gibidir. Peygamberimiz (s.a.v) : “Sure-i Yasin’i ölmek üzere olan kimsenin üzerine okuyun”. Bir diğer hadis : “Sure-i Yasin ölümü yaklaşan hastanın yanında okursa Allak Teala onun can vermesini hafifletir”. Bir diğer hadisinde ise : “Geceleri Allah Tealanın rızası için Yasin-i Şerif okuyan kimsenin kul hakkından başka bütün günahları affedilir” buyurmuştur.

Yasin-i Şerif okuyanın günahları hafifletilir yada bağışlanır. Kirlenmiş ruhlara ve canlara okunduğunda, tertemiz bir kanla, temizlenmiş bir kalple bakar insanoğlu dünyaya…

Yasin Suresi inanarak ve niyet ederek okunmalıdır. İnançla okunduğunda, insanoğluna ummadığı anda Allah C.C tarafından rızk gelir. Yasin Suresini 70 defa okuyana kapalı hacet kapıları açılır. Ödenmesi zor bir borca giren kişi sabaha karşı abdest alıp kıbleye dönerek 7 gece Yasin-i Şerif okursa Allah yardımcısı olur.

Susuz kalan suya kanar.

Eceli gelmeyen hastaya okunursa, hasta şifa bulur. Eceli gelen hasta ise, ölüm acısı tatmaz. Ölüm anında o kişiye cennet melekleri gözükür. İnsan korktuklarından emin olur. Kayıp olan için okunursa çabuk bulunur.

Bekar olanlar kolay evlenir.

Garip olan kişi okursa feraha kavuşur.

Bir hadis-i şerifte buyrulur ki : “Her kim Cuma günü annesinin veya babasının kabrini ziyaret eder de baş ucunda Yasin suresini okursa, okuduğu her harfi adedince onlar bağışlanır”.

“Yasin’i her gece okumaya devam eden kimse şehit olarak ölür”.

“Yasin-i Şerif okuyunuz. Onda on bereket vardır. Aç okursa, doyar. Susayan okursa, suya kavuşur. Hasta okursa şifa bulur. Korkan okursa, emin olur. Mahzun okursa, feraha kavuşur. Çıplak okursa, giyinir. Ölü üzerine okunursa, azabı hafifler. Bekar okursa, evlenir. Kayıp bulunur. Misafir okursa, yardım görür. ” buyrulmuştur.

“Kur’an’ı Kerim’de bir sure vardır ki, ona Allah katında ” Azime ” denir. O sureyi okuyan kimse, kıyamet günü çok kimseye şefaat edecektir. O sure Yasin suresidir”.

Hz Aişe (r.a) dan ; “Muhakkak ki Kur’an’da bir sure vardır. Kendisini çok okuyana şefaat eder. Dinleyen ise mağfiret olunur. O, Sure-i Yasin’dir.


Yasin Suresi ve Kuranı Kerim Uygulaması

yasin suresi ve kuranı kerim app store yasin suresi ve kuranı kerim play store

Sitemizin yayın hayatına devam edebilmesi için sitemizi paylaşarak bize destek olmak ister misin?

TwetleFacebook'ta PaylaşWhatsappPinterestRedditTumblrLinkedin

Yâsîn Suresi Hakkında

Adı iki harften oluşan ilk âyetinden alınmıştır. Hz. Peygamber tarafından bu isimle anılmıştır ve Buhârî ve Tirmizî'nin hadis kitaplarında da bu isim kullanılmıştır. Sûre, Kur'an'ın kalbi olarak nitelendirilen bir hadise dayanarak "kalbü'l-Kur'ân" olarak da adlandırılmıştır ancak bu yaygınlık kazanamamıştır. Sûrenin Mekke döneminin ortalarında nâzil olduğu kabul edilmektedir. İnsanların yaptıkları işlerin ve bıraktıkları izlerin kayda geçirildiğini bildiren 12. âyetin yorumu meyanında rivayet edilen bir hadis dolayısıyla bu âyetin Medine'de indiği söylenmiştir ancak bu kanaat benimsenmemiştir. Sûre seksen üç âyetten oluşmaktadır ve fâsılası "م، ن" harfleridir.

Yâsîn sûresinde İslâm akaidinin üç temel konusu (tevhid, nübüvvet ve âhiret) tabiatın mükemmel kuruluşundan ve işleyişinden delillerle anlatılır. Bu arada geçmiş kavimlerden ibret alınacak örnekler verilir. Sûre dört bölümden oluşur ve birinci bölümünde ana konu Hz. Peygamber'in nübüvveti ve Kur'an'ın vahiy ürünü olduğunun ispatıdır. Sûrenin ilk âyetinde "yâsîn" adı geçer ve bu muhtemelen Hz. Muhammed'e bir hitaptır. Daha sonra Kur'an'a yemin edilerek Muhammed'in Allah'ın peygamberleri arasında bulunduğu ve Kur'an'ın da gafletten kurtulamayan insanları uyarmak amacıyla indirildiği ifade edilir. Ancak inanmayanların uyarılara rağmen iman etmeyecekleri belirtilir ve insanların yaptıklarının bir kaydedildiği bildirilir (âyet 1-12). Sûrenin ikinci bölümü, Hak dinin tebliğcilerine gönderildikleri bir yerleşim yerinin halkının hikâyesini anlatır. Bu yerleşim yerine önce iki tebliğci gönderilmiş, daha sonra onları desteklemek için bir üçüncüsü gönderilmiştir. Ancak halk elçilere yalancı demiş ve onların uğursuzluk getirdiğini ileri sürmüştür. Elçiler tebliğden vazgeçmezlerse işkenceyle öldürüleceklerini söylemişlerdir. Bu sırada şehrin uzak bir yerinden gelen bir kişi halkı iman etmeye teşvik ederken kendisi de iman etmiştir. Ancak inkârcılar tarafından öldürülmüştür ve sonunda o yerleşim yerinin halkı korkunç bir sesle helâk edilmiştir (âyet 13-32). Müfessirler, bu kıssada anlatılan şehrin Antakya, elçilerin havâriler, halkın Romalılar ve uzaktan gelen kişinin de Habîb en-Neccâr olabileceğini kaydetmişlerdir. Ancak bu açıklamalar Hıristiyanlığın yayılışı ve Antakya'nın tarihi açısından doğru görülmemiştir. Kur'an'daki diğer kıssalar gibi bu kıssada da mekân ve insanların kimliği bilinmemektedir. Bu kıssanın amacı tarihî bilgi vermek değil, kıssadan ders çıkarmayı sağlamaktır.

Sûrenin üçüncü bölümünde, insanların yaşadığı yeryüzünün besleyici özelliklerine, gece ve gündüz, güneş ve ay arasındaki düzen ve âhenk, yeryüzündeki bitkiler ve canlılar, insanlar ve bunların bilmediği diğer canlıların tozlaşma ve döllenme süreçlerine, gemilerin denizde batmamasına değinilerek Allah'ın birliği ve yüceliğine dikkat çekilir. Ancak bütün bu deliller ve işaretler rağmen inkârcıların dinî gerçekleri reddettiği ifade edilir (âyet 33-47). Yâsîn sûresinin dördüncü bölümü âhiretin varlığı ve âhiret âleminin tasvirine yöneliktir. Kıyametin ansızın kopacağı bildirildikten sonra vukuu hakkında kısaca bilgi verilir. Daha sonra cennetin tasviri yapılır ve cehennemliklerin durumu anlatılır. Ayrıca inkârcıların iddia ettiği gibi Kur'an'ın bir şair sözü olmadığı, vahiy ürünü olduğu zikredilir. Dünya hayatında insana verilen nimetlerden bazıları sayılır, ancak inkârcıların bunlara rağmen hiçbir fayda sağlamayan putlara tapındıkları belirtilir. Sûrenin son âyetlerinde insanın spermden meydana geldiği hatırlatılarak "Çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diye soran inkârcıya "İlk defa yaratmış olan diriltecek" şeklinde cevap verilir. Bu cevap, "Sizin için yeşil ağaçtan ateş çıkaran Allah ölüleri yeniden yaratmaya kâdir değil mi?" ifadesiyle desteklenir. Sûre, İslâm'ın tevhid ve âhiret inancına bir kez daha vurgu yaparak sona erer (âyet 48-83).

Yâsîn sûresi, Hz. Peygamber'e İncil yerine verildiğine dair hadisin sahih olduğu kabul edilmiştir. Bu sûre hakkında birçok hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan biri "Yâsîn sûresini geceleri okuyan kimsenin günahları bağışlanır" şeklindedir ve sahih sayılmıştır. Yâsîn sûresinin ölüler için veya ölmek üzere olanların yanında okunmasını tavsiye eden diğer rivayetler ise zayıf sayılmıştır. Bazı tefsir kitaplarında isnadsız fazilet rivayetleri de bulunmaktadır.

Yâsîn sûresinin tefsiri konusunda yapılan çalışmalardan bazıları aşağıdaki gibidir:

Bu eserlerden başka, Yâsîn sûresinin tefsiri konusunda çok sayıda başka eser de bulunmaktadır. Süleymaniye Kütüphanesi’nde yapılan araştırmada, Yâsîn tefsiri, havâs ve tercüme kayıtlarının sayısının 100 civarında olduğu tespit edilmiştir. Bu kayıtların yirmisi Hamâmîzâde Ali Efendi’nin Yâsîn tefsirine aittir, diğerleri ise Ebûishakzâde Esad Efendi’nin Ħulâśatü’t-tebyîn fî tefsîri sûre-i Yâsîn adlı eserine aittir.

Copyright © Yasin Suresi - 2015-2023